İmamoğlu Protestoları ve Gençlerin Tutuklanması Üzerine Kamuoyu Tepkisi

19 Mart tarihinde İBB başkanı İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının ardından başlayan protesto dalgası 23 Mart tarihinde İmamoğlu'nun tutuklanması ile daha da arttı. Özellikle üniversite öğrencileri, bu protestoları büyüterek yüzlerce arkadaşlarının tutuklanmasına karşı seslerini yükseltti. Gençler, sert müdahalelere maruz kalarak tutuklandı ve cezaevlerinde uygunsuz koşullarda kaldı. Bu durum, kamuoyunda büyük bir infial yarattı ve gençlerin hakları için mücadele eden birçok kişi, destek vermek amacıyla sokağa döküldü.
Protestoların büyümesi, güvenlik güçleri ve hükümet yetkililerine yönelik tepkilerin artmasına neden oldu. Birçok genç, tutuklandıktan sonra cezaevlerinde kötü koşullarda tutuldu. Ancak, kamuoyunun tepkisi sonucunda bazı geri adımlar atıldı ve tutuklanan gençlerin büyük bir bölümü tahliye edildi. Yine de, halen cezaevlerinde tutuklu bulunan gençler olduğu biliniyor.
AKP içerisinde de bu konuda rahatsızlığını dile getiren yetkililerin olduğu görüldü. Ankara'dan gelen son kulis bilgilerine göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son MYK toplantısında bu konuyla ilgili kurmaylarına talimat verdiği öne sürüldü. Erdoğan, gençlerin sokağa çıkma nedenlerini ve taleplerini araştırmaları için talimat verdi. Bu durum, partinin içindeki kaygıları artırdı.
Nefes yazarı Nuray Babacan'ın 'AKP kaygı sarmalında' başlıklı yazısında, Erdoğan'ın protestocu gençler için verdiği talimat şu şekilde ifade edildi: 'Gelelim Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son MYK toplantısında parti kurmaylarına verdiği talimata. Erdoğan, “Gençler neden sokağa çıkıyor. Talepleri istekleri nedir, araştırma yaptıralım’ demiş.' Bu ifadeler, hükümetin gençlerin taleplerine yönelik bir yaklaşım geliştirmeye çalıştığını gösteriyor.
Protestoların artması ve gençlerin tutuklanması, Türkiye'de gençlerin siyasi katılımı ve hakları konusunda önemli bir dönüm noktası oldu. Kamuoyunun tepkisi, hükümetin bu konuda daha dikkatli adımlar atmasına neden olabilir. Gençlerin taleplerinin dikkate alınması, gelecekteki siyasi atmosfer için belirleyici bir unsur olabilir.
Özellikle üniversite gençliğinin, siyasi olaylara duyarlılığı ve katılımı, Türkiye'nin demokratik yapısının güçlenmesine katkı sağlayabilir. Bu süreçte, gençlerin haklarının korunması ve taleplerinin dikkate alınması, toplumun genel huzuru için büyük önem taşımaktadır.